Japon yeni Pazartesi günü, analistlerin Japon yetkililerin döviz piyasasına müdahalesinin potansiyel bir işareti olarak yorumladığı kayda değer bir artış yaşadı. Bu hareket, bu yıl dolar karşısında yaklaşık %11, son otuz yılda ise %35 değer kaybeden ve son 34 yılın en düşük seviyesine inen yenin önemli ölçüde değer kaybetmesinin ardından geldi.
Pazartesi günkü hareketlilik, Japonya’nın döviz piyasasına müdahale edebileceğine dair aylardır yaptığı uyarıların ardından geldi. Japon yetkililerin son müdahalesi 2022 yılının Eylül ve Ekim aylarında gerçekleşmiş ve para birimini desteklemek için tahmini 9,2 trilyon yen (60,78 milyar $) harcanmıştı. Bu ilk müdahale örneği değildi; 1998’deki Asya mali krizi sırasında yen 14 ay içinde neredeyse %25 düşmüş ve ABD’nin başarılı bir müdahale çabasında Japonya’ya katılmasına yol açmıştı.
Bu tarihsel müdahalelere ek olarak, G7 ülkeleri Mart 2011’de şiddetli bir deprem ve Fukushima nükleer felaketinin para biriminin rekor seviyeye yükselmesine neden olmasının ardından yenin gücünü sınırlamak için toplu olarak harekete geçti.
Yen’in zayıflığı son dört yıldır süregelen bir eğilim olmuş ve para birimi dolar karşısında %31, Çin para birimi karşısında %29, Euro karşısında %29,5 ve İsviçre frangı karşısında yaklaşık %36 değer kaybetmiştir. Zayıf yen Japon ihracatçılarını rekabetçi tuttuğundan, bu değer kaybı Japonya’nın hisse senedi piyasasına fayda sağladı. Sonuç olarak, piyasa son on yılda %162’nin üzerinde bir artış göstermiştir ki bu rakam aynı dönemde ABD S&P 500’deki %174’lük artışla karşılaştırılabilir.
Yen’in düşüşünü etkileyen en önemli faktörlerden biri Japonya ile diğer ülkeler arasındaki faiz oranlarındaki eşitsizliktir. Örneğin, ABD’nin 10 yıllık devlet tahvilleri Japon devlet tahvillerinden (JGB’ler) 3,7 puan daha fazla getiri sağlayarak JGB’leri uluslararası yatırımcılar için daha az cazip hale getirmekte ve yene olan talebi sınırlamaktadır.
Japonya’nın devlet borcunun GSYH’ye oranı da 1994’te %85 iken bugün yaklaşık %260’a yükselerek dünyadaki en yüksek oranlar arasında yer almaktadır. Bu yüksek borç seviyesi, düşük faiz oranları ile birleştiğinde, yenin uzun vadeli değer kaybında rol oynamıştır.
Yen’in Ocak ayının başından bu yana sergilediği performans, son otuz yılın en kötü üçüncü yıl başlangıcına işaret ediyor ve para birimi yılın bu aşamasında son altı yılda beşinci kez değer kaybetti.
Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.
Hata!
Yorumunuz Çok Kısa, Yorum yapabilmek için en az En az 10 karakter gerekli